Türkiye Zeytinliklerinde Kömür Madenciliğini Onayladı

Özet
Türkiye’de tartışmalı bir yasayla, enerji üretimini artırmak amacıyla zeytin yetiştirilen alanlarda madencilik yapılmasına olanak tanınıyor. Yasa, şirketlerin kömür çıkarımı için tarım arazilerini kiralamasına izin veriyor. Bu yeni düzenlemenin, Türkiye’nin enerji bağımsızlığını artırmayı hedeflediği anlatılırken; çiftçiler, çevre örgütleri ve muhalefet politikacıları tarafından eleştirilerek mecliste fiziksel çatışmalara yol açmış durumda. Yasada, kesilen her zeytin ağacı için iki yeni zeytin ağacı dikilmesini zorunlu kılan bir şart bulunuyor; ancak eleştirmenler, eski ağaçların yerine genç ağaç dikilmesinin zeytin üretim potansiyelini korumada yeterli olmayacağını savunuyor.

___________________________________________________________________________

Türkiye’de tartışmalı yeni yasa, ülkenin ormanlarının ve tarım arazilerinin, zeytinlikler de dahil olmak üzere, enerji üretimini desteklemek amacıyla fosil yakıt madenciliği için kullanılmasına izin veriyor. Bu hüküm, 2025 Temmuz ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen bir torba yasaya dahil edildi. Yasa, şirketlerin zeytinlikler ve diğer tarım arazilerini 10 ila 20 yıl süreyle linyit kömürü çıkarmak için kiralamasına olanak tanıyor. Yasayı savunanlara göre, bu yeni düzenleme Türkiye’yi enerji üretiminde daha bağımsız hale getirmeyi amaçlıyor.

Türk hükümetinin zeytinliklerde madencilik yapılmasına izin verme konusundaki önceki girişimi, Meclis tarafından reddedilmişti. Yeni yasaya göre, Cumhurbaşkanı tarafından atanan bir kurul, önerilen madencilik projelerini inceleyerek ülkenin enerji ihtiyaçlarına göre projeleri onaylayıp reddetme yetkisine sahip olacak. Proje onaylanırsa, madencilik şirketi belirli alanların mevcut imar koruma statüsünü geçersiz kılarak bazı durumlarda çevresel düzenlemelerden muaf tutulabilecek.

Yasa, Türkiye’nin en önemli zeytin üretim bölgelerinden biri olan ve aynı zamanda linyit rezervleri açısından zengin Muğla ilinde iki ayrı alanı kritik madencilik bölgesi olarak belirliyor.
Yasa, çiftçiler, çevre örgütleri ve muhalefet partisi politikacıları tarafından şiddetli bir şekilde eleştirildi.
Yasayı öneren iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekilleri ile ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde fiziksel çatışmalar yaşandı.

“Bir tarafta köylünün bin yıllık emeği var. Öte yanda birkaç patronun beş-on yıllık kârı,” dedi CHP’li Tahsin Ocaklı.

Önerilen yasa tartışılırken, Türkiye’nin dört bir yanından gelen çiftçiler Meclis binası yakınlarındaki bir parkta yasayı protesto etmek amacıyla açlık grevi yaptı.


Yaygın protestoları hafifletmek için yasaya, madencilik için kesilen veya taşınan her zeytin ağacının yerine iki zeytin ağacı dikilmesini zorunlu kılan bir madde eklendi. Ancak eleştirmenler, zeytin ağaçlarının yüzlerce yıl yaşayabileceğini ve üretken kalabileceğini belirterek, yüzyıllık ağaçların yerine genç ağaç dikmenin, bir bölgenin zeytin üretim potansiyelini korumada yetersiz kalacağını savundu.
Öte yandan, Türkiye Kömür Üreticileri Derneği (YEKÜD), kömür madenciliği için seçilen alanlardaki zeytin ağaçlarının kesilmek yerine taşınacağını ve daha fazla zeytin fidanı dikileceğini açıkladı.

Derneğin yönetim kurulu başkanı Fatma Elif Yağlı “Enerji bağımsızlığı bir ulusal güvenlik meselesidir,” dedi .“Türkiye, yerli kaynaklarını en üst düzeyde kullanarak dışa bağımlılığını azaltmalı… Zeytin ağaçları kesilmeyecek, ancak dikkatle taşınacak.”

Türkiye’de yenilenebilir enerji yaygınlaşırken, fosil yakıtlar hâlâ elektrik üretiminde ülkenin başlıca enerji kaynağı olmayı sürdürüyor.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) verilerine göre, 2023 yılında ülkenin enerji ihtiyacının yarısı kömür ve petrol yakılarak karşılanırken, yalnızca yaklaşık yüzde 12’si yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandı.

Ülke, aynı zamanda dünyanın en önemli zeytinyağı ve sofralık zeytin üreticileri arasında yer alıyor; bereketli yıllarda ulusal üretim, zeytinyağında 400.000 tonu, sofralık zeytinde ise 700.000 tonu aşıyor.

Ülkenin güneybatısındaki Muğla’nın Milas ilçesinde, yerel zeytin üreticileri, ilçenin bir bölümünün yeni yasa ile kritik madencilik alanı olarak belirlendiğini öğrenince büyük bir şaşkınlık yaşadı.

“Böyle bir şeyle ilk defa karşılaşıyoruz,” dedi, belirlenen madencilik alanındaki Hasanlar köyünden zeytin üreticisi Hüseyin Uzun. “Köyümüzün yasa kapsamında belirlenen koordinatlar içinde olduğunu öğrenmek bizi yıkıcı şekilde üzdü. Benim 300’den fazla ağacım var, hepsini kendim diktim. Onlara çocuklarım gibi baktım.”

2022 yılında yapılan bir çalışma, Milas zeytinyağı sektörünün genişlemesinin, kömür madenciliğine kıyasla yerel ekonomi için daha faydalı olacağını ortaya koydu.

Türkiye uzun yıllardır zeytin yetiştirilen alanlarını koruyor. Resmî olarak 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu olarak bilinen bu yasa, ülkenin zeytinliklerini korumak ve zeytin üretimini artırmak amacıyla ilk kez 1939 yılında yürürlüğe girdi.

Yasa, toz veya kimyasal atık yayan tesislerin zeytinlik alanlarına üç kilometreden daha yakın bir mesafede faaliyet göstermesine izin vermiyordu. Geçtiğimiz on yıllarda, Türk yasama organı tarafından zeytinlikleri tehdit eden sanayilere karşı verilen yasal korumayı kaldırmaya yönelik birçok başarısız girişim gerçekleşti.

Greenpeace Türkiye İklim ve Enerji Kampanya Danışmanı Emel Türker-Alpay, “Bu kez yapılan değişiklik yalnızca zeytin kanununu aşındırmakla kalmıyor; ona doğrudan aykırı. Getirilen belirsiz ‘istisnalar’, korunan zeytinliklerin sistematik şekilde tahrip edilmesine kapı aralıyor,” dedi.

 

Çeviri Kaynağı: https://www.oliveoiltimes.com/business/africa-middle-east/turkey-approves-coal-mining-in-olive-groves/141432

Diğer Yazılar